Cinque Terre
Kanla Yazılan Kelime-i Şehadet Yüzbaşı Selahattin
resim

Birinci Cihan Harbi'nde Bağdat muharebelerine iştirak eden Yüzbaşı Selahattin'in hatıralarından hazin bir bölümü aşağıda okuyacaksınız. Editör:

F

ındıklılı Muzaffer adında 1890 doğumlu bir piyade birinci mülâzımı (üsteğmen) vardı. Bu çocuk uzun boylu, mavi güzlü ve cidden şahane bir yapılışta idi. Çok mütevazi, çok kibar, çok kahraman bir arkadaştı. İstanbul’dan hareket ettiği zaman Dokuzuncu Alay emir subayı idi.

Muzaffer, hareket tarihinden bir hafta önce evlenmiş… Alay hareket emrini alınca kendisini İstanbul’da bırakmak istemişler. Yirmi dört yaşındaki delikanlı arkadaşları harbe giderken evinde karsıyle kalmayı aldığı terbiyeye sığdıramamış, alayıyla birlikte hareket etmiş…

Muzaffer, İkinci Melâhiye muharebesinde Piyade Bölük Kumandanıydı. Muharebenin çok fena bir anında Muzaffer gırtlağına rastlayan bir kurşunla vurulup düşüyor. Yanında bulunan nefer, kendisine yardıma koşunca Muzaffer eliyle işaret ediyor. Nefer, genç birinci mülâzımın göğsünü açıyor ve yine yaralının işaretiyle cebinden bir zarf çıkarıyor. Bu, posta Pullu boş bir zarftır. Muzaffer yine askerin kendi cebinden çıkarıp verdiği kalemi gırtlağından akan kana batırarak zarfın üstüne şunları yazıyor:

“Eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve Muhammedün Resulullah… Bölük intikamımı alsın.”

Bu yazıyı alan borazan neferi, kumandanın öldüğünü yüksek sesle bölüğe bildiriyor ve ölürken yazdığı emri okuyor. Şehidin emrini alan bölük, siperlerimize girmiş düşmana harikulade bir kahramanlıkla atılıyor ve o günkü zaferi sağlıyor.

Grup Kumandanlığı hadiseyi bir emirle orduya bildirmiş ve zarfı başkumandanlığa göndermişti. Başkumandanlık bu zarfın fotoğrafını ve kumandanlık emrinin suretini bütün askeri okullara bir kahramanlık levhası olarak dağıtmıştı.

Ben Harbiye’de 1923’te Bölük Kumandanıyken bu levha, okulun müzesinde duruyordu. Zarfın aslı şimdi Askerî Müze’dedir. 1916 Kütülammere’de inşa edilen şehitler abidesinin yanına Muzafferi defnetmiştik. 

Bu hadiseden bir buçuk yıl sonra Ordu Kumandanı Halil Paşaya yaver olmuştum. Halil Paşa’nın evrakını tasnif ederken Muzafferin karısından gelmiş bir mektubu buldum. Zavallı kadın diyordu ki:

“Bir haftalık beraber ömür sürdüğüm ve şimdi çocuğunu kucağımda taşıdığım Muzaffer’in intikamını almak için müsaade edin cepheye geleyim. Onun bölüğüne nefer olayım, ben de o bölükte şehit olayım.”

Çok hazin yazılmış bu mektubu birkaç kere okudum, her okuyuşumda ağladım. Sonradan duyduk ki bu kadıncağız hastalanmış ve bir akıl hastanesine kaldırılmış.

 Kaynak: Yüzbaşı Selahattin'in Hatıratı - İlhan Selçuk