azi Evrenos Bey, Oğuzların "Bozok" kolundan
bir akıncı beyidir. Uzun ömründe dört padişahın emrinde fetihler yapmış,
Arnavutluk, Makedonya ve Yunanistan'ın alınmasında çok büyük
kahramanlıklar göstermiştir.
Yenice-i Vardar şehrini kurma tarihi ise
1372'dir. Türbesi, dışı ve içiyle klasik türbelerimizden biriyken, yıkılmaya
yüz tutunca Yunan kültür bakanlığı burayı küçük bir müze gibi bir şekle sokmuş.
Eser, böylece yıkılmaktan kurtulmuşsa da hem asliyeti kaybolmuş ve hem de
kemikleri bir kenara nakledilerek üstü mermerle örtülmekle mahiyetinden
uzaklaşmıştır.
Gazi Evrenos Camii de ayakta olan kıymetli eserlerimizden
biridir. Uzun seneler çırçır atölyesi olarak kullanılmıştır. Bugün avlusu halen
oto tamirhanesidir. Bir de Gazi Evrenos Bey, torunlarından Şerif Ahmed Beyin
yaptırdığı saat kulesi vardır. Vakfiye olduğu, duvar kitabesindeki Osmanlı
Türkçesinden okunmaktadır.
Eminzâde Hacı Ahmed Ağa Camiî ise Karaferye'nin en büyük camiîdir.
Kitabesi yoksa da vakfiyesinden 18. asrın başlarında inşa edildiği
anlaşılmaktadır. Bugün de mevcut olan minaresi ve kubbesiyle bildiğimiz orta
dönem Osmanlı mimariînden bir şâheserdir.
Metropolitlik desteğiyle tamir edilmiş,
fakat içi kiliseye çevrilmiş, mihrab ve minber örtüyle kapatılmıştır. Camide
namaz kılınmasına izin verilmemektedir.
Kubbe içinde karşılıklı hatla yazılmış
kelimei tevhidler -biri zedelenmiş olsa da- bugün de olanca güzelliğiyle
okunmaktadır. Cami yakınındaki namazgâhın mihrab ve minberi bir Hıristiyanlık
efsanesine hizmet adına yıkılmıştır. Yakındaki Müslüman Mezarlığı da bugün
yoktur. Camiîn hemen yanında bulunan ve şimdilerde eski Türk okulu denen mekteb
ise Selanik'te de görüldüğü gibi İttihadçılar dönemi eseridir. Şimdi de okul
olarak kullanılmaktadır. Bu okulun Selanik’tekinin adı Yâdigâr-ı İttihad'tır.
Camiîn sokağa bakan dış duvarındaki oluklu çeşme hâlâ gürül gürül akıyor.
Bir günlük bir ziyarete çok yer
sıkıştırılmıştı. Bu yüzden hızlı bir tur oldu. Mesela Alatini Köşkünü
gezecektik. Abdülhamid Han, 3 yıl hapis yaşayacağı bu köşkün avlusundan girip
merdiven basamağına ilk adımını attığında akşam ezanı okunmaya başlamış, bunun
üzerine durup "aziz Allah!" demişti.
O ânı yaşamayı çok istemiştim. Gittiğimiz
yerlerde âlimlerin, velilerin, sultanların, kumandanların ruhaniyeti sanki elle
tutulmaktaydı. Gazi Evrenos Bey'in türbe defterine yazdıklarımla bu zâta hitab
ederken geçmişlerimizin cümlesine seslendik. İşte oradan bir cümle: "Sizlere
minnettarız, daima kalbimizde ve dualarımızdasınız."
Ziyaretlerimizden sonra 21 Temmuz akşamı
MET otelde iftar için buluştuk. Selanik belediye başkanı, Yunanlı din adamı ve
misafirler de vardı. İmam Efendi orada başında sarıklı fesi ve üstünde cübbesi
olduğu halde ezan okudu, yemekten sonra sofra duası yaptı.
Hamdi Topçu'dan sonra, başkan Yannis
Butaris konuştu. Bağımsız seçilmiş, liberal ve zeki bir siyasetçi. O'nun
gayretleriyle THY Selanik'e haftada 14 sefere başlamış. Başkan, gerçekçi.
Türk-Yunan dostluğunun yeşermesiyle bundan en evvel Yunanlıların kazanacağının
farkında. O akşam iki sözü dikkatimizi çok çekti. "Biz
Avrupalılarla ortak, Türklerle kardeşiz" dedi ve ilave
etti: "Selanik ve İzmir, İstanbul’un ikiz kızlarıdır."
Şunu hiç unutmamalı ki Suriye ve daha
niceleri gibi Yunanistan’la da hudutlarımız sun'i. Yunanistan bugün zorda,
maaşlar yarıya inmiş, insanlar köylerine dönmekte, manzara durgun.
İş adamlarımız, izimizin ve özümüzün
olduğu yerlere gitmeli.